
Miras Hukuku Türk Medeni Kanunu 495-682. maddeleri arasında düzenlenir. Bu hükümler kişinin ölümüyle geride bıraktığı malvarlığının mirasçılara intikalini ve mirasçılar arasında paylaşılmasını düzenler. Burada geçen temel kavramları ve konuları açıklamak gerekirse;
Miras Nedir?
Miras kavramı ile bir kimsenin ölümü ile mirasçılara geçen özel hukuk ilişkilerinin tümü ifade edilir.
Mirasbırakan Kimdir?
Ölümü ile kendisine ait hukuki ilişkilerin hukuki durumunun düzenlendiği kişidir. Ölüm durumu yalnızca gerçek kişilere özgü bir durum olduğundan miras bırakan yalnızca gerçek kişi olabilmektedir.
Mirasçı Kimdir?
Miras bırakanın terekesi üzerinde hak sahibi olan kişilere mirasçı denilmektedir. Bu kişiler yasal mirasçılar olabileceği gibi atanmış mirasçılar da olabilmektedir.
Tereke Nedir?
Tereke, miras bırakanın ölümü ile mirasçılara geçen özel hukuk ilişkileridir. Miras bırakanın şahsına bağlı ilişkiler ise ölümle sona ereceğinden tereke kapsamında değerlendirilmemektedir.
Ölüme Bağlı Tasarruf Nedir?
Miras bırakanın ölümünden sonra yerine getirilmesini istediği şeylere ölüme bağlı tasarruf denilmektedir. Bunlara örnek olarak vasiyetnameler ve miras sözleşmeleri verilmektedir.
Miras Paylaşımı Nasıl Yapılır? Miras Paylaşma Davası Nedir?
Mirasçılar aralarında yapmış oldukları miras paylaşım sözleşmesi ile mirasın ne şekilde paylaştırılacağını kararlaştırabilirler. Bu sözleşmenin yazılı olarak yapılması gerektiği gibi tüm mirasçıların katılımı da zorunludur. Tek mirasçının bile katılmaması halinde miras paylaşım sözleşmesi geçersiz olacaktır. Mirasçılar miras paylaşımı konusunda bu tip bir sözleşmeyle aralarında anlaşamazlarsa, miras paylaştırma davası açarak mirasın paylaştırılmasını sağlayabilirler. Miras bırakanın ölümüyle mirasçılar miras bırakanın malvarlığın elbirliğiyle sahip iken miras paylaşımı davası ile mirasçıların miras bırakanın malvarlığı üzerindeki elbirliği mülkiyeti son bulmaktadır.
Bu durumda her mirasçı mirasın paylaşımı için dava açabilecektir. Miras paylaştırma davası tüm mirasçılar davalı gösterilerek açılacaktır. Paylaşma davasının açılması herhangi bir süreye bağlanmamıştır. Yani miras ortaklığı sona ermedikçe mirasın paylaşılması için dava açılabilir.
Paylaşma davası açılması halinde hakim üzerinde elbirliği ile mülkiyet bulunan tereke unsurlarını gruplar ve her bir mirasçıya tahsis eder. Şayet tereke her mirasçıya müstakil mal vermeye elverişli değilse bu durumda hakim bazı malları satarak bedelleri paylaştırır.
Ölümden önce miras bırakanın miras paylaşımı hususunda belirleme yapması halinde ise bu belirlemenin vasiyet şartlarına uyup uymadığına bakılması gerekmektedir. Ancak miras bırakanın bu belirlemesinin yukarıda da izah ettiğimiz saklı pay oranlarını aşmaması gerekmektedir. Aksi halde saklı payı aşan kısımlar hakkındaki tasarruflar için tenkis davası açılabilecektir.
Mirasın paylaşılması hususunda terekenin tümünün paylaşılması söz konusu olabileceği gibi terekenin bir kısmının da paylaşılması söz konusu olabilir. Terekenin tümünün paylaşılması yasal ve atanmış mirasçıların tamamının anlaşmasıyla mümkündür. Ancak mirasçılardan biri dahi anlaşmaya yanaşmazsa bu durumda mirasın paylaşılması için dava açılması gerekecektir.
Türk Medeni Kanununun 676. maddesinin 2. fıkrasındaki şu düzenleme ile mirasın kısmen paylaşılmasına da imkan verilmiştir;
“Paylaşma sözleşmesiyle mirasçılar, tereke mallarının tamamı veya bir kısmı üzerindeki elbirliği mülkiyetinin miras payları oranında paylı mülkiyete dönüştürülmesini de kabul edebilirler.”
Bu durumda objektif kısmi paylaştırılma söz konusu olabileceği gibi sübjektif kısmi paylaştırılma da söz konusu olabilir.
Objektif kısmi paylaştırılma ile terekedeki mal ve hakların bazılarının paylaşılıp bazılarının paylaşma dışı bırakılması anlaşılmaktadır. Sübjektif paylaştırma ile ise sadece bazı mirasçıların payının saptanarak verilmesi diğer mirasçıların ise miras ortaklığına devam etmesi anlaşılmaktadır.
Mal Paylaşımında Yasal Mirasçılar Kimlerdir?
Öncelikle miras bırakanın altsoyu yasal mirasçıları oluşturmaktadır. Çocukları varsa çocuklar ölmüş halinde ise torunları yasal mirasçıların başlıcalarıdır. Miras bırakanın anne ve babası, büyük anne ve babası da yasal mirasçılardandır.
Evlilik dışı doğan çocuğun mirasçı olabilmesi için ise miras bırakanın babası olduğuna ilişkin resmi kayıt ve belgelerin bulunması gerekmektedir. Bu durumda soy bağının tanıma ya da hakim kararı ile kurulmuş olması gerekmektedir. Evlilik dışı çocuk, babası ile soy bağının kurulmuş olması halinde evlilik içinde doğan çocuk gibi babasının mirasçısı olur.
Sağ kalan eş de yasal mirasçı olarak nitelendirilmektedir. Ancak eşin miras payı kiminle beraber mirasçı olduğuna göre değişiklik göstermektedir. Bu durumları şu şekilde izah edebiliriz;
Eş, miras bırakanın altsoyu ile birlikte mirasçı olursa, mirasın 1/4’ü,
Eş, miras bırakanın ana ve babası ile birlikte mirasçı olursa bu durumda mirasın 1/2’si,
Eş, miras bırakanın büyükanne ve büyükbabaları ile birlikte mirasçı olursa, mirasın 3/4’ü ve kimsenin olmaması durumunda mirasın tamamı eşe kalır.
Evlatlık da miras bırakanın kan hısmı gibi mirasçı olmaktadır. Bu durum Türk Medeni Kanununun 500. maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir; “Evlâtlık ve altsoyu, evlât edinene kan hısımı gibi mirasçı olurlar. Evlâtlığın kendi ailesindeki mirasçılığı da devam eder. Evlât edinen ve hısımları, evlâtlığa mirasçı olmazlar.”
Şayet miras bırakanın ölümü anında hiç mirasçısı bulunmamaktaysa bu durumda ölenin mirası devlete geçmektedir.
Miras Paylaşımında Saklı Pay Nedir?
Miras paylarının bir kısmı kanun tarafından korunmaktadır. Yani miras bırakan sağken bu payları engelleyecek işlemleri gerçekleştiremeyecektir. Bu durumda söz konusu tasarruflar tenkise tabi olmaktadır.
Saklı payları şu şekilde ifade edebiliriz;
Ölenin altsoyunun miras hakkının yarısı,
Anne ve babanın miras paylarının ¼’ü,
Ölen kişinin eşi 1. ve 2. zümre ile birlikte mirasçı ise miras hakkının tamamı, 3. zümre ile birlikte mirasçı ise ¾’ü.
Bu payların ihlali halinde ise tenkis davası açarak ihlal edilen payların iadesi sağlanabilmektedir. Tenkis davası açılabilmesi için saklı paylı mirasçının saklı payına tecavüzü öğrendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde tenkis talebinde bulunması gerekmektedir.
Miras Ne Zaman Açılır?
Miras, miras bırakanın ölümüyle açılır. Miras bırakanın sağlığında yapmış olduğu mirasla ilgili kazandırmalar ve paylaştırmalar, terekenin ölüm anındaki durumuna göre değerlendirilir.
Kanunda yer verilen ifade olan mirasın açılması ile miras bırakanın malvarlığının mirasçılara intikali, ölüme bağlı tasarrufların gündeme gelmesi söz konusu olmaktadır. Miras bırakanın ölümü ile miras konusu malvarlığı mirasçılara kendiliğinden geçmektedir.
Miras Paylaşımında Görevli ve Yetkili Mahkeme Neresidir?
Miras, malvarlığının tamamı için miras bırakanın yerleşim yerinde açılır. Miras bırakanın tasarruflarının iptali veya tenkisi, mirasın paylaştırılması ve miras sebebiyle istihkak davaları bu yerleşim yeri mahkemesinde görülür.
Miras paylaşım davası görevli ve yetkili mahkemelerde açılmalıdır. Aksi durumda görevsiz veya yetkisiz mahkemede mirasa ilişkin davaların açılması zaman kayıplarına sebebiyet verebilecektir.
Türk Medeni Kanununun yukarıda yer verdiğimiz 576. maddesi gereği mal paylaşımı konusundaki uyuşmazlıklarda görevli ve yetkili mahkeme ölen kişinin son yerleşim yerinin bağlı bulunduğu yargı çevresindeki sulh hukuk mahkemesidir. Mirasçılardan herhangi biri veya tümü bu davayı murisin son yerleşim yerindeki sulh hukuk mahkemesinde açabilmektedir.
Kısacası iptal, tenkis, mirasın paylaşılması, miras sebebiyle istihkak, mirasın reddi gibi davalar miras bırakanın son yerleşim yerinde açılmalıdır.
Miras Paylaşım Sözleşmesi Bulunması Halinde Mal Paylaşımı Nasıl Yapılacaktır?
Miras üzerinde hak sahibi bulunan kişiler yazılı bir miras paylaşım sözleşmesi ile mal paylaşımını gerçekleştirebilir. Türk Medeni Kanununun 676. maddesinde bu hususa şu şekilde yer verilmiştir; “Mirasçılar arasında payların oluşturulması ve fiilen alınması veya aralarında yapacakları paylaşma sözleşmesi mirasçıları bağlar. Paylaşma sözleşmesiyle mirasçılar, tereke mallarının tamamı veya bir kısmı üzerindeki elbirliği mülkiyetinin miras payları oranında paylı mülkiyete dönüştürülmesini de kabul edebilirler. Paylaşma sözleşmesinin geçerliliği yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır.”
Miras paylaşım sözleşmesinin geçerlilik şartları şu şekilde sıralanabilir;
Miras paylaşım sözleşmesine tüm mirasçıların ortak katılımı gereklidir. Şayet biri dahi katılmamışsa bu durumda dava yoluyla miras paylaşımının gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Şayet mirasçılardan bazıları ehliyetten yoksunsa bu durumda yasal temsilci paylaşma sözleşmesini imzalayabilecektir.
Miras paylaşım sözleşmesi yazılı olmak zorundadır.
Türk Medeni Kanununun 680. maddesinde; “Borçlar Kanununun geçersizliğe ilişkin genel hükümleri, paylaşma sözleşmeleri hakkında da uygulanır.” hükmüne yer vererek miras paylaşım sözleşmesinin geçersiz olduğu hal düzenlenmiştir.
Miras paylaşma sözleşmesi mirasın açılmasından itibaren ve paylaşma tamamlanana kadar yapılabilecektir. Miras bırakanın ölümünden önce mirasçıların yapacağı miras paylaşma sözleşmesi ahlaka aykırılık sebebiyle geçersiz olacaktır.
Paylaşma sözleşmesi borç doğurucu nitelikte bir sözleşme olup bu sözleşmenin devamında tasarruf işlemiyle her tereke parçasının usulüne uygun şekilde mirasçıya geçirilmesi gerekmektedir. Bu durumda taşınırlar anlaşma ve zilyetliğin devriyle geçirilecekken taşınmazlar tapuda tescil yoluyla mirasçılara geçirilecektir.
Miras bırakanın Düzenlediği Vasiyetname Bulunması Halinde Miras Paylaşımı Nasıl Yapılacaktır?
Türk Medeni Kanununda üç tür vasiyetname söz konusu olup bunlar yazılı, sözlü ve resmi vasiyetnamedir. Miras paylaşımı sırasında ilk bakılması gereken şey miras bırakanın üç türden birinin şartlarını sağlayan bir vasiyetname hazırlayıp hazırlamadığıdır. Vasiyetnamede murisin mirasçıların saklı paylarını ihlal eden tasarruflarının bulunması halinde ise bu ihlal durumu tenkis davası ile düzeltilecektir.
Miras Sözleşmesi Bulunması Durumunda Miras Paylaşımı Nasıl Yapılacaktır?
Miras sözleşmesi vasiyetnamelerin aksine daima iki tarafı bulundurur. Miras bırakan eğer bu sözleşme ile tereke üzerinde hak sahibi olan kişilerin saklı paylarını aşacak şekilde tasarrufta bulunmuşsa tenkis davası açılarak bu durum çözüme kavuşturulur. Böyle bir durum yoksa sözleşme gereğince malların paylaşımı gerçekleştirilecektir.
Mirastan Mal Kaçırılması Durumunda Miras Paylaşımı Nasıl Yapılacaktır?
Mirastan mal kaçırılması halinde genellikle satış, bağış veya ölünceye kadar bakma sözleşmeleri görünüşte yapılarak mirasçılardan mal kaçırılmaktadır. Bu durumda muris muvazaası davası açılarak kaçırılan mallar terekeye eklenmekte ve miras paylaşımı hukuka uygun şekilde yapılmaktadır.
Miras hukuku ile ilgili hukuki uyuşmazlıklarla karşılaşmanız halinde profesyonel hukuk bürosu desteği alarak sürecin daha sağlıklı yürütülmesini ve hak kaybına uğramanızı engelleyebilirsiniz. Miras hukuku alanında dava ve başvurularınızın bulunması halinde bu alanda uzman miras avukatlarımızla iletişime geçebilirsiniz.